video galeri HOME
    iletişim

Buyuk cihad

buyukcihad.tr.gg

tagut

TAĞUT-TUĞYAN


TAĞUT: "Tuğyan" (azgınlık) kökünden mübalâğa kipiyle bir cins ismidir ki, aslı "ceberût = zorbalık" gibi "tağavut" olup, yer değiştirmekle "tavagut" yapılarak "vâv", "elif"e çevrilmiştir; tekile, çoğula, erkeğe, dişiye söylenir Tuğyanın (azgınlığın) kendisi kesilmiş, isyankâr, azgın, azman, azıtgan demek gibidir
İbnü Cerîr et-Taberî'nin tarif ettiği gibi, Allah'a karşı isyankâr olup zorla, zorlama ile veya gönül rızasıyla kendisine tapınılıp mabud tutulan, gerek insan, gerek şeytan, gerek put, gerek dikili taş ve gerekse diğer herhangi bir şey demektir Bunun tefsirinde "şeytan veya sihirbaz, yahut kâhin ya da insanların ve cinlerin, inad edip büyüklük taslayanları veya Allah'a karşı mabut tanınıp buna razı olan Firavun ve Nemrud g i biler veya putlar diye çeşitli rivayetlere rastlanır Ebu Hayyan der ki: "Bunların birer örnekle açıklanması gerektir Çünkü tağut bunların her birine hasredilmiş (mahsur)tir" Yukardaki tarif, bunların hepsini içine almaktadır Bununla birlikte Kâdî Bey d avî bu hususa: "Allah yolundan menedenler" fıkrasını da ilave etmiştir ki, daha genel bir tarifi içerir Çünkü bunu yapanlar, mabud tanınmış olmayabilir Şu kadar ki, bu da "Heva ve hevesini ilâh edinen kimseyi gördün mü?" (Câsiye, 45/23) âyeti gereği n ce kendi hevasına uyup kendi kendine mabut rütbesi vermiş sayılabileceği düşünülürse önceki tarife dahil olacaktır Bu açıklamadan birkaç fayda elde edeceğiz: Önce, tağutun çeşitli tefsirleri (açıklamaları) örnek veya çeşitlerini gösterebileceği gibi "şey t an, sihirbaz, kahin, batıl mabud, insanların ve cinlerin büyüklük taslayıp inad edenleri" kelimelerinin her biri tağut kelimesiyle tarife benzer ve uygun düşecek bir tarzda ifade edildiğine göre bunların, mânâ itibarıyla tam eş anlamlı değilseler bile pe k yakın veya birbirini gerektiren şeyler olarak kullanıldıklarına da işaret edebilir İkinci olarak demek oluyor ki, tağutun açığı da, gizlisi de, görünürü de, görünmezi de vardır Üçüncü olarak, tuğyan (isyan, azgınlık) kavramından anlaşılıyor ki, putlar i kinci derecede tağutlardır Bakılırsa akıl sahibi olmayan putların ve dikili taşların tağutlardan bile sayılmaması gerekirdi Çünkü bunların kendileri Allah'a karşı bir azgınlığa sahip olamazlar ve azgınlığa rıza gösteremezler Fakat red de edemezler Bu s ebeple nihayet bir azgınlık sebebi olabilirler Bu sebebi de azgınlar bulurlar Putlar, aslında erkek veya dişi tağutların hayalleri ve azgınların azmanlarıdır Gizli veya açık azgınlar, bunlarla kendi azgınlıklarını ileri sürerler Bu yönüyle putlar, ası l tağut değil, tağutların temsilcileridirler Böyle "Kim tağutu inkar ederse" ifadesi şunu bildirmiş oluyor ki, tevhid emrinde ilk iş, putlardan önce ona sevk eden azgın isyankârlara küfretmek (onları inkar etmek)tir Dördüncü olarak, Allah'a karşı is y ankâr olmayan ve şirke razı olma ihtimali bulunmayan ve bununla beraber birtakım isyankârlar tarafından ilâh diye kabul edilen Hz İsa ve Üzeyr gibi büyük insanların kendileri tağutun tarifinden ve kendilerine tağut denilenlerden hariçtirler Tevhid emrin d e, "başka hiçbir ilâh yok" derken bunların ilâhlığını da olumsuz kılıp inkar etmek, ibadet etmemek farz
olduğu halde, diğer taraftan bunları inkâr caiz olmayacak, bilakis Allah'a imanın gereklerinden olarak peygamberlere iman ve saygı da imanın şartlarına dahil bulunacaktır Bu çok önemli nükteye işaret edilerek "kim tağutu inkâr ederse" buyurulmuş da diğerlerini inkâr şart koşulmamıştır Demek ki tevhidin şartı Allah'tan başkalarını inkâr etmek değil, Allah'tan başkalarından ilâhlık vasfını kaldırma k ve bu arada tağutları inkar etmek, yani onları hiç tanımamak, diğerlerinin de ilâhlık altındaki derecelerine göre haklarını tanımaktır Çünkü hak Allah'ındır Nihayet şunu da kesinlikle ifade ediyor ki, Allah'ın birliğine inanan bir mümin olmak için, A l lah'a imandan önce küfre tevbe etmek şarttır Ve bu tevbenin şartı da tağutları asla tanımamaya kesin karar vermektir Bu durumda, "kim tağutu inkar eder de Allah'a iman ederse" ifadesi, "Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur" kelime-i tevhidinin bir tefsiri demektir İşte böyle içi ve dışı ile iman eden mutlaka sağlam kulpa yapışmış olur ki, buna tutunanların Allah'ın Kürsisine, cennetin en yüksek tabakalarına doğru çekilip, götürülecekleri ve giderken bırakıverenlerin de dehşetli bir şekilde düşecek l eri kelâmın mânâsından anlaşılıyor Şimdi hem bunu daha çok aydınlatmak, hem de acaba hiç tutunmasak, hiçbir kulpa yapışmasak ne lazım gelir
Elmalılı Hamdi Yazır [Bakara256] tefsiri
Tâğût: Tuğyan (azgınhk)'dan "fâlût" vezninde bir kelimedir Tuğyan ise haddi aşmak demektir Bu da zulüm ve bağy (taşkınlık) demektir Allah'tan başka kendisine ibâdet olunan, eğer bunu red etmiyorsa bir "tâğûf'tur Peygamber (sav)'in, sahih hadiste put­lara: "tâğût" adını vermesi bundandır
Allah'a isyanı gerektiren hususlarda kendisine itaat olunan, hidâyet ve hak dine uyma­makta kendisine itaat olunan da "tâğûftur İşte Allah Kitabından başkası ile hükmeden ve bu maksatla hükmüne başvurulan kimseye "tâğût" adının verilişi de bundan dola­yıdır
(İbn Teymiyye, Mecmu'u'l-Fetâvâ, İmam Kurtubi El Camiul li Ahkamil Kur'an)
Arapça "tağut" kelimesi sözlük anlamıyla sınırları aşan herkes için kullanılır Kur'an bu kelimeyi Allah'a isyan eden, Allah'ın kullarının hâkimi ve mâliki olduğunu iddia eden ve onları kendi kulu olmaya zorlayan kimse için kullanır
Allah'a isyan üç derecede olabilir:
1) Eğer bir kimse Alah'ın kulu olduğunu kabul eder, fakat pratikte O'nun emirlerinin aksini yaparsa buna fasık denir
2) Bir kimse Allah ile irtibatı koparır ve başka birisine bağlanırsa o zaman kâfir olur
3) Eğer bir kimse Allah'a isyan eder ve O'nun kullarını kendisine boyun eğmeye zorlarsa, o zaman tağut'tur Böyle bir kimse şeytan, rahip, dinî veya politik lider, kral veya bir devlet olabilir Bu nedenle bir kimse tağut'u reddetmedikçe Allah'a inanmış sayılamaz
Mevdudi Tefhimul Kur'an


Nahivciler tâgût kelimesinin vezninin veznin de olduğunu söylemişlerdir Tâgût kelimesinde "tâ" harfi, zaiddir Tâgût keli­mesi ut (azdı, saptı, haddi aştı, taştı) kelimesinden iştikak etmiştir
Müfessirler "tâgût" hakkında beş görüş zikretmişlerdir:
1) Ömer, Mücahid ve Katâde'ye göre şeytandır
2) Saîd İbn Cübeyr kâhin olduğunu söylemiştir
3) Ebu'l- Âliye'ye göre sihirbazdır
4) Bazıları da "putlardır" demişlerdir
5) Cinlerin ve insanların taşkınlıkları olup, azan, haddi aşan her şeydir
Fahrettin Er Razi
Arapça "tağut" kelimesi sözlük anlamıyla sınırları aşan herkes için kullanılır Kur'an bu kelimeyi Allah'a isyan eden, Allah'ın kullarının hâkimi ve mâliki olduğunu iddia eden ve onları kendi kulu olmaya zorlayan kimse için kullanır
Allah'a isyan üç derecede olabilir: 1) Eğer bir kimse Alah'ın kulu olduğunu kabul eder, fakat pratikte O'nun emirlerinin aksini yaparsa buna fasık denir 2) Bir kimse Allah ile irtibatı koparır ve başka birisine bağlanırsa o zaman kâfir olur 3) Eğer bir kimse Allah'a isyan eder ve O'nun kullarını kendisine boyun eğmeye zorlarsa, o zaman tağut'tur Böyle bir kimse şeytan, rahip, dinî veya politik lider, kral veya bir devlet olabilir Bu nedenle bir kimse tağut'u reddetmedikçe Allah'a inanmış sayılamaz
"Tağut", "tuğyan (azgınlık)" kökünün anlamdaşı (sinonimi)dır Sağduyuya ters düşen, gerçeği çiğneyen, Allah'ın kulları için çizdiği sınırı aşan düşünce, sistem ve ideoloji anlamına gelir Bu düşüncenin, sistemin ve ideolojinin Allah'a inanmaktan, O'nun koyduğu şeriatından kaynaklanan bağlayıcı bir kuralı bulunmaz İlkelerini yüce Allah'ın direktiflerine dayandırmayan her sosyal sistem, yüce Allah'ın buyruklarından kaynaklanmayan her kurum, her düşünce, her edep kuralı ve her gelenek bu kategoriye girer, bu kavramın kapsamına girer Kim, hangi biçimde karşısına çıkarsa çıksın, bunların tümünü kökünden reddederek Allah'a inanır ve ilham kaynağı olarak sadece Allah'ı bilirse o kimse kurtuluşa ermiştir
Fizilali Kur’an Seyyid Kutub
Tâğut; tağa, tuğyan haddi aşmak, sınırı çiğnemek demek­tir Haddi aşan sınırı çiğneyen her şey tâğuttur

Tâğut kelimesinin şer'i mânâsı ise; Allah ve Resûlü’nün belir-lediği ölçülerin dışına çıkarak, Allah’ın belirlediği kanunların, yasaların dışında kanun koyarak insanların Allah kanunlarını bırakıp kendi ka­nunlarına uymaya zorlayan ve böylece haddini aşan kişi tâğuttur

Allah’a karşı isyan edip, azgınlaşıp, zorla veya gönül rıza­sıyla insanların kendisine ibâdet ve itaat etmelerini isteyen gerek şeytan, gerek insan, gerek put, gerek müessese ve kurumların hepsi tâğut-tur Kanunları, görüşleri, hükümleri Allah kanunlarının önüne geçirilip, onları putlaştırıp insanların ona boyun bükmeleri istenilen her varlık Firavun gibi, Nemrut gibi tâğuttur

İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmak isteyen, insanları Allah dinini öğrenmekten men eden, yâni din eğitimini yasaklayan her prog­ram, her sistem tâğuttur

Allah’ın insan hayatı için belirlediği kulluk yasalarından ha­ber­siz olarak, kitap ve sünnete müracaat etmeyerek kendi haya­tını belir­lemeye kalkışan, kendi kendine bir hayat programı belirle­yen herkes tâğuttur
Ali Küçük Besairul Kur’an
Ebu Kasım el-Beğavî der ki: Bize Ebu Ravh el-Beledî Ömer (ra) in şöyle dediğini rivayet eder :

«Cibt, sihirdir Tâğût şeytândır Cesaret ve korkaklık erkeklerde olan tabiatlardır Cesur kişi, bilmediği ile vuruşur, korkak kişi ise an­nesinden bile kaçar Kişinin şerefi dinidir Soyluluğu ahlâkıdır İster İran'lı, ister Nabat'lı olsun»

İbn Cerîr ve İbn Ebu Hatim bu şekilde rivayet etmişlerdir Tâğût' un şeytân olduğu sözü, gerçekten kuvvetlidir Çünkü o, putlara tapma, onlarla hüküm verme ve onlardan yardım isteme gibi cahiliye devri halkının işlediği bütün kötülükleri içine almaktadır
İbni Kesir Muhtasar
 
Bugün 5 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!

Yukarı çık!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol